Sahip olunan bilginin yetersiz olmasına rağmen bir kişiye yada bir olaya karşı takındığımız karşı olma durumuna önyargı denir. Kişinin nesnel ve tarafsız düşünememesinden kaynaklanır. Fikirlere öznelliğin hakim olması otomatik olarak farklı olan her bireye önyargının tohumlarını atar. Amerikalı psikolog Allport temas hipotezi ile çalışmalarında bu edindiğimiz önyargıları hedef almıştır.
Önyargı erken yaşta gelişir. Küçük çocuklar ten renkleri aynı olan ya da benzer giysiler giyen çocuklarla oynamaya yönelik tercih sergilerler. Yetişkinlerde ise bu durum biraz daha farklı bir seviyededir. Önyargıya yönelik bu içgüdü, yabancı olduklarını düşündüğümüz kişileri daha aşağı seviyede görmemize yol açtığı düşünülmektedir. Gordon Allport ortaya koyduğu teorisinde önyargıyı en aza düşürüp ortadan kaldırılabileceğini öne sürmüştür. Bunun mümkün olabilmesi için bazı şartlar altında gruplar arası temasın önyargının panzehiri olduğunu düşünmüştür. Temas hipotezine göre ‘ötekiler’ olarak gördüklerimizle temas kurarak onlarında insan olduklarını fark ederiz. Samimi bir ortamda vakit geçirmek karşı tarafla ciddi olumlu bağlar kurulmasını sağlar. Eğer ki ortamda gruplar arası temas da sağlanırsa bu durum daha belirgin hale gelir.
Grup Teması
Temas hipotezi, dış-grup üyeleriyle kurulan olumlu temasın tüm dış-grup üyelerine genelleneceği ve böylece dış-gruba yönelik önyargının azalacağı varsayımı üzerine kurulmuştur. Bu çalışmada tam anlamıyla istenilene ulaşmak için sağlanması gereken bazı şartlar vardır. Deneylerin sonucunda bu şartlarda yapılan grup buluşturmalarına daha başarılı sonuçlar elde edildiği ortaya çıkmıştır.
- Öncelikle temasın faydalı olması için bir yabancının, ait olduğu grubun temsilcisi olarak görülmesi gerekir.
- İki tarafta eşit veya benzer statülere sahip olmalıdır.
- Kimse birbirini ezici, baskın bir durumda olmamalı.
- Kişilerin amaçları aynı doğrultuda olmalı.
- Benzer ilgi alanlarına sahip olunmalı.
Allport zorunlu olarak görse de bu şartların oluşturulması temas hipotezi için zorunlu değildir fakat elde edilen sonucun başarısını arttırır. Burada amaç sosyal farklılıkların azaltılıp insanlık yönünün ortada kalmasını sağlamaktır.
1940 larda 2. Dünya Savaşı’nın ardından ırkçılığın artmasıyla farklı gruplar arasındaki önyargıyı azaltma çalışmaları daha büyük önem kazanmıştır. Yapılan sayısız hem deneysel hem saha çalışması dış grup üyeleriyle temas kuran kişilerin o dış gruba dair daha olumlu tutumlar içinde olduklarını doğrular. Allport temas hipotezi önceleri sadece bir hipotez iken yapılan çalışmaların gösterdikleriyle ‘gruplar arası temas kuramı’ olarak anılmaya başlanmıştır.
Farklı grupların ortak bir paydada buluşması, ötekiler olarak adlandırıp fiziksel ve zihinsel olarak uzak durduklarıyla temas içerinde olması önyargıların azalmasını sağlar. Kişi aklından dışladıklarıyla benzer özelliklere sahip olduğunu görür. Hatta daha basit düşünürsek ötekilerin de insan oldukları fark edilir. Paylaştığımız insanlık, ırklar ve diğer gruplar arasındaki yüzeysel farklılıkları yener.
Add a Comment