Erkekler ve kadınlar bilişsel, duygusal ve zihinsel açıdan birbirinden farklılık gösteren varlıklardır. Simon Baron-Cohen araştırmaları doğrultusunda kadınların empati kurma, sosyal beceriler, dili etkili kullanabilme ve duygusal zeka gibi yönlerinin erkeklere göre çok daha kuvvetli olduğu sonucuna varmıştır. Erkek beyni ise çevrelerini ve insanları ancak kurallar çerçevesinde anlamaya çalışan ve bu doğrultuda ‘sistemli hale getirme’ eğiliminde olan yapılardır şeklinde düşünmüştür. Bu ayrım kesinlik taşımasa da genel bir yargıdır.
İki farklı eğilim iki cinsin ilgi alanlarını da farklı olarak etkilemektedir. Baron-Cohen yaptığı çalışmalarında kız çocuklarının erkek çocuklarına göre karşı tarafın duygularını anlamaya çok daha erken yaşlarda başladıklarını saptamıştır. Ayrıca kız çocuklarının sosyal ilişkilerinin daha canlı olduğuna ve konuşma becerilerinin önce geliştiğine dair kanıtları diğer araştırmalarında da ortaya koymuştur. Erkek çocukların ise daha küçük yaşlarda sosyal ilişkilerden ziyade somut içerikli mekanik ve sistemik yapılara daha ilgili olduklarını ifade etmiştir. Günlük hayatta da bariz olarak karşılaştığımız kadın ve erkek bakış açısı farkı genel olarak bu temeller üzerine kuruludur. Bir kadının kompleks düşünme becerisinin karşısında erkek beyni çok daha sistematik ve düz bir görüşe sahiptir.
Tezi ortaya koyan Baron-Cohen erkek ve kadını birbirinden ayıran bu özellikleri çok farklı bir sebep sonuç ilişkisiyle yorumlamıştır;
Baron-Cohen bu saptamaları ilerleyen zamanlarda otizm çalışmalarıyla kesiştirmiş. Otizmli bireylerin karşı tarafın duygu ve düşüncelerini anlamada güçlük çektikleri, davranışları anlamlandırmada büyük bozukluklar yaşadıkları bilinmektedir (Geier DA, Geier MR, 2008). Ancak sistemleri anlamakta çok daha iyidirler. Yani kalıp kuralların olduğu sistemsel süreçleri değerlendirmek empati yapmaya göre çok daha kolaydır. Hatta otizm ya da Asperger sendromu gibi onun türevlerini yaşayan kişilerin özel ilgi alanları da bu doğrultuda şekillenmiştir. Ulaşım sistemleri, istatistikler, matematik, elektrik kabloları, bilim veya bilgisayar gibi konularda üstün yetenek sergileyebilirler (Jarette, 2013)
Otizmin tek ve kesin bir nedeni olmadığı bilinmekle beraber Baron-Cohen otizmli bireylerin anne karnında yüksek derecede testosterona maruz kalmış olabileceklerinden şüphelenmiştir. Bu durumun sonucunu da oluşumları sistematikleştirmeyi arttırma, empati gücünü ise azaltma yönünde olduğunu düşünmüştür. Yapılan araştırmalara göre testosteron hormonuna fazla maruz kalma erkek çocuklarında ileriki yaşlarda konuşma güçlüğüne neden olurken kızlarda konuşma becerisini güçlendirmektedir. Baron-Cohen‘e göre bu durumlar da otizm ve türevi sendromlu bireylerin (otizmde oranlar %75 erkek, %25 kadın) çoğunluğunun erkeklerin olmasını destekler şekildedir.
Add a Comment