Hipoaktivite

Hiperaktivite’yi Biliyoruz Peki Hipoaktivite’yi Duydunuz Mu?

Sokaktan geçen beş kişiye “Hiperaktivite nedir ?” diye sorsak muhtemelen üç kişi az çok ne olduğunu söyleyebilir. Hiperaktivite denince aşırı hareketlilik, yerinde duramama, dürtüsellik, başkasının sözüne atlama, çabuk sıkılma gibi davranışlara dikkat eksikliğinin de eşlik etmesi akla gelir. Peki durum bunun tam tersiyse bu da bir problem midir ? Hipoaktivite, sık rastlanan ve kendini kolay belli eden hiperaktivitenin tersi durumdur. Bu rahatsızlık ağır hareket etme, dalgınlık, miskinlikle betimlenebilir. Dikkat eksikliği hiperaktivitede olduğu gibi hipoaktiviteye de genel olarak eşlik eder.

Hangi şikayetlerle kendini belli eder?

Ebeveynlerin çocukları için aşırı yavaş hatta tembel oldukları, hiçbir şey yapmak için bir istek veya enerjilerinin olmadığı gibi şikayetleriyle kendinden söz ettirebilir. Genellikle aşırı hareketlilik gibi bir sorun olmadığı için uslu bir çocuk yapısı olarak görülebilir. Halbuki bu durum anne baba ve çocuk arasında ciddi sabır denemelerine giden bir durum halini alabilir. Çocuğun dışarı çıkarken hazırlanması, yemek yemesi, ödev yapması saatler sürebilir. Ebeveynler çocukları için “biraz hızlı ol!” “hadi !” gibi ikazları genellikle çok sık yapmak zorunda kaldıklarını ifade ederler.

Sınıfta öğretmenin “Etkinlikleri zamanında bitiremiyor, sınavı yetiştiremiyor, teneffüslerden sonra derse geç giriyor.” tarzındaki şikayetlerini duymak da olası bir durumdur.  Hipoaktivite çocuklar derse karşı ilgisiz ve dağınık bir tutum içerisindedir. Öğretmenin ders esnasında bu öğrencileri defalarca derse geri adapte etmeye çalışmaları gerekebilir.

Hipoaktif çocukların genel özelliklerini şu şekilde sıralanabilir :

  • Yavaş hareket ederler, ağırdırlar.
  • Sık sık eşyalarını bir yerlerde unutabilirler.
  • Dalgın bir halleri vardır.
  • Sorumsuz gözükürler.
  • Zaman yönetim problemleri vardır.
  • Genel bir isteksizlik hali vardır.
  • Başladığı işi bitirmeye sabrı yoktur, çabuk sıkılır.
  • Dağınıktırlar.
  • Fiziksel aktivitelerden kaçınırlar.
  • Başkalarınca sakin, sessiz, uslu çocuklar olarak betimlenirler.
  • Kendilerine söylenen ve istenen şeyleri sürekli ertelerler.
  • Yemek yeme, hazırlanma, ödev yapma gibi aktiviteleri çok uzun sürede yapar.
  • Motivasyonları düşüktür.
  • Sakarlıktan kaynaklı olarak yaralanma yada kırıp dökme vakaları fazladır.
  • Duygusal olarak daha kırılgan bir yapıya sahiptirler.

Ebeveynlerin birçoğu küçük yaşlarda çocuklarının ağır hareket etmelerini çok büyük sorun olarak görmezler. Ancak bu durum müdahale edilmediği sürece ilerleyen zamanlarda çocuğun ve anne babanın hayatını daha da zorlaştıracak bir hal alabilir. Hipoaktivite bir rahatsızlık olarak bilinmediğinde çocuk sürekli yavaşlığı ve sorumsuzluğuyla ilgili olumsuz şekilde yargılandığı için kötü bir etkinin oluşması kaçınılmazdır.

Hipoaktivite, beyindeki dikkat merkezinin işlevlerini tam olarak yerine getirememesinden kaynaklanan yapısal bir sorundur. Zannedildiği gibi umursamaz bir tutum içerisinde ağır bir yapıya sahip olması çocuğun elinde olan bir şey değildir.

Burada değinilmesi gereken bir diğer konu ise her ağır hareket eden çocuk hipoaktivite değildir. Yukarıda belirtilen birkaç maddenin varlığı bizi kesin bir sonuca götüremez. Gerçekten yalnızca biraz yavaş hareket eden ve daha içe dönük bir karakter özelliği sergileyen bir çocukla karşı karşıya olabilirsiniz. Söz konusu davranışlara dikkat eksikliğinin eşlik edip etmemesi önemli bir ayırıcıdır. Ayrıca çocuğun dönemsel olarak yaşadıklarını da göz önünde bulundurmak gerekir.  Uyum problemleri, yas, depresyon gibi farklı etkenler de doğru teşhis için dikkate alınmalıdır.

Ne Yapmalı?

Her çocuğun farklı ve özel olduğunu buna göre de farklı ihtiyaçlarının olduğunu bilmek gerekir. Bazı çocuklar kendi kendine yetebilirken bazı çocuklar ebeveynlerinin desteklerine daha çok ihtiyaç duyarlar. Çocuğa günlük ritüellerde uyarılarda bulunmak, sorumluluklarını hatırlatmak, dikkatini ve hafızasını geliştirecek faaliyetler gerçekleştirmek, zaman yönetim becerilerine yönelik çalışmalar yapmak faydalı olacaktır. Ayrıca fiziksel aktivitelere olan uzaklığından dolayı zaten zayıf olan motor becerilerinin daha da zayıflamaması için çocuğun da yapmaktan keyif alabileceği aktiviteler keşfedilmelidir.

Rahatsızlıkların hepsinde olduğu gibi hipoaktivitede de erken müdahale ve önleme çalışmaları etkili sonuçlar getirir. Yukarıda bahsedilen belirtiler genel olarak çocukta gözlemleniyorsa bir uzmanla görüşmek en doğrusudur. Yapılacak olan testler ve ebeveynin gözlemleri doğrultusunda doğru teşhis elde edilebilir.

Psikolojik danışmanlık süreci anne baba ve çocuk ile birlikte yürütülür. Ebeveynlerin danışman ile işbirliği içerisinde olması, tavsiye edilen aktivite önerilerinin yerine getirilmesi, anne baba tutumunun tekrar gözden geçirilmesi gibi düzenlemeler başarılı sonuçları getirir.

Psk. Dan. Büşra Aksoy Polat

Add a Comment

Your email address will not be published. Required fields are marked *